Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler Türkiye’nin fay hatları üzerinde olduğunu hatırlatırken, büyük yıkım gerçeklerle yüzleşmek gerektiğini gösteriyor. Her depremde olduğu gibi binaları yapan müteahhitlerin tutuklanmaları başladı. Fay hattı üzerinde verilen imar izinleri, müteahhitleri denetlemesi gerekenler, bu inşaatta çalışırken yapılanlara şahit olanlar ne olacak?
6 Şubat 2023 sabahına Türkiye’de 7,7 büyüklüğünde bir depremle uyandık. Yıkımın boyutunu anlamaya çalışırken, bazı il ve ilçeler 7.6 büyüklüğündeki ikinci depremle sarsılınca haritadan silindi.
Fay sınırlarının ülke topraklarının yüzde 93’ünü geçtiği ve ülke nüfusunun yüzde 98’inin fay sınırından etkileneceği düşünüldüğünde, imar planlarından yapı üretim sistemlerine ve kentleşme sistemlerine kadar birçok konunun düzenlenmesi gerekiyor.
Son büyük deprem felaketinin üzerinden 24 yıl geçti. Bir hafta önce yaşanan depremler, 24 yılda bilim adına yapılan eylemlerin eksik kalınca adalet misyonunun devreye girdiğini gösterdi. O anın prestijiyle 9 müteahhit tutuklandı. Peki bu müteahhitler bu berbat binaları nereye inşa ettiler? Yaparken kim nezaret etti? Betonu kendileri mi döktüler? Kolon kiriş temaslarını kendileri mi yaptılar?
Hukukun her alanında ortak olan ilke “kim hangi kurala aykırı hareket etmiştir”dir. Sözüer, sözlerine devam ederek, “binaların yapımında birçok kişinin fiil ve eylemlerinin olduğuna” dikkat çekiyor.
Deprem sonrası manzarayla karşılaşan Prof. Sözüer, “Ülkemizde birçok yapının imar mevzuatına aykırı olarak yapıldığı aşikar bir gerçektir”, 184. madde için ise “Peki bu yasa uygulandı mı?” diye soruyor ve can alıcı şeyi açıklıyor:
İnşaat departmanındaki yüksek kar marjına çok şaşırdık, çünkü biz sınırlı bütçeli bordrolu işçileriz: “Müteahhitler yüzde 30 kar ettiklerinde zarar ettiklerini düşünüyorlar. Yüzde 50 kar, bir müteahhit için başa baş demektir. • İnşaatta kar marjı çok yüksek.”
Bütün bunlar bir avukatın telaffuzları iken şubenin içinden bir ses yükselir.
Denetimlerle ilgili soruların ilk yanıtları hukukçulardan gelirken, bu kadar yüksek çıkarlarla çalışan inşaat şubesinin aslında belli bir sistem içinde olduğu da görülüyor.